SENDİKAL HAREKETİN PARLAYAN YILDIZI HAK-İŞ 45 YAŞINDA

22 Ekim 2020 12:57, Haberler


SENDİKAL HAREKETİN PARLAYAN YILDIZI HAK-İŞ 45 YAŞINDA


Konfederasyonumuz HAK-İŞ'in 45. Kuruluş Yıldönümünü kutladık.  

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ’in 45. Kuruluş yıldönümü programı kapsamında 22 Ekim 2020 tarihinde bir basın toplantısı düzenledi. “Sendikal Hareketin Parlayan Yıldızı, Mücadele ile Geçen Yarım Asır, Hak İçin Hakkın İçin HAK-İŞ” temasıyla gerçekleştirilen 45. Kuruluş Yıldönümü programı kapsamında düzenlenen basın toplantısına, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcılarımız Dr. Osman Yıldız, Yunus Değirmenci, Mehmet Şahin, Av. Hüseyin Öz ve basın mensupları katıldı.

Genel Başkanımız Mahmut Arslan, HAK-İŞ 45’inci Kuruluş Yıldönümü büyük bir onur ve gururla kutladığını belirterek, bugüne kadar HAK-İŞ davasına gönül vermiş, emek vermiş herkese teşekkür etti. 

HAK-İŞ Konfederasyonumuzun 45’inci yaşını kutladığını belirten Arslan, HAK-İŞ’in yürüdüğü yolda değerlerinden, inançlarından, ilk günkü hedeflerinden vazgeçmeden, kararlılıkla, inançla ve azimle aynı istikamette yürümeye devam edeceklerini söyledi. 

“HAK-İŞ 45 Yıl Önce Bir Grup Mücadele Adamı Tarafından Kuruldu”

Arslan, “Bundan tam 45 yıl önce bir grup inanmış mücadele adamı zor şartlara rağmen, HAK-İŞ Konfederasyonu’nu kurdular. Kendilerine bir kez daha teşekkürlerimi, takdirlerimi, minnetlerimi ifade ediyorum. Bu kutlu yolculukta aramızdan ayrılan başta merhum Genel Başkanımız Necati Çelik olmak üzere, Genel Sekreterimiz Metin Türker, Teşkilattan Sorumlu Teşkilat Sekreterimiz Abdülkadir İmamoğlu ve bütün kaybettiklerimize yüce Allah’tan rahmet diliyorum” diye konuştu.

“Asla Bir İhanetin İçerisinde Olmadık”

Arslan, HAK-İŞ Konfederasyonu’nun 45 yıllık süreç içerisinde olağanüstü dönemlerle, darbelerle, e-muhtıralarla ve bir kısım müdahalelerle karşılaştığını ve bunlarla mücadele ettiğini belirterek, “Dünden bugüne bir yanlışın, bir ihanetin içerisinde asla olmadık. Hiçbir zaman başımızı öne eğecek, hesabını veremeyeceğimiz bir çalışmamız olmadı” dedi.

“HAK-İŞ’in Gücü Türkiye’nin Gücüdür”

Türkiye’nin gücünün HAK-İŞ’in gücü, HAK-İŞ’in gücünün Türkiye’nin gücü olduğunu vurgulayan Arslan, “HAK-İŞ’in büyümesini Türkiye’nin büyümesi olarak görüyoruz. Çünkü biz milletin ta kendisiyiz. Bir yönüyle yerli ve milli, öbür yönüyle evrensel bir sendikal yaklaşımla yeni bir sendikal anlayışı HAK-İŞ bünyesinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“Örgütsüzseniz Kimsesizsiniz Demektir”

Arslan, Türkiye’de çalışan bütün emekçileri HAK-İŞ çatısı altında toplamak için gayret gösterdiklerini belirterek, sendikal örgütlülüğün Pandemi döneminde ne kadar değerli ve kıymetli olduğunun bir kere daha görüldüğünü hatırlattı.

Arslan, “Ülkemizin bütün emekçilerini, konfederasyonumuza bağlı sendikalara üye olmaya davet ediyoruz. Çünkü örgütsüzseniz kimsesizsiniz, örgütsüzseniz gücünüz yok, örgütsüzseniz toplu iş sözleşmeniz ve geleceğiniz yok demektir” dedi.

“Konfederasyonlar ve Sendikalar Masada Değiller”

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanılan İstihdam Paketiyle ilgili açıklamalarda bulunan Arslan, paketin hazırlanma sürecinde sendikalarla ve konfederasyonlarla bir değerlendirilme yapılmadığını söyledi. Arslan, “Biz bu istihdam paketi de dahil bundan önceki benzer durumları ya basından ya da komisyonlara geldiği zaman duyuyoruz. Bu durum, Türkiye’de gerçekleştirmek ve uygulamak istediğimiz sosyal diyalog mekanizmaları hususundaki talep ve beklentilerimizi karşılamamaktadır” şeklinde konuştu.

“Yeni Bir Modele İhtiyacımız Var”

Konuşmasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öncesi yapılan uygulamalara değinen Arslan, “Önceden Üçlü Danışma Kurullarında sendikalarla, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile çeşitli müzakereler yapılıyor, bu teklif ve taslaklar önümüze geliyor ve bunları görüşüyor, sonrasında çalışmalar kanun tasarısına dönüştürülüyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise kanun tasarılarının ilgili bakanlıklar tarafından değil, TBMM tarafından hazırlandığı için tasarı komisyonlara geldiği zaman, komisyonların daha geniş ve alt komisyonlarıyla beraber, çalışma hayatının aktörlerinin geniş anlamda katkı ve destek vereceği bir modeli uygulamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Teklif ve Eleştirilerimizi Taraflara Sunduk”

HAK-İŞ Konfederasyonu’nun tasarı ile ilgili teklif eleştirilerinin tasarının Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanılmadan Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve kamuoyuyla paylaşıldığını hatırlatan Arslan, “Umarım komisyon toplantılarındaki arkadaşlarımız da bu görüşlerimizi orada paylaşacaklar ve biz de bu süreçte sorumluluklarımızı azami ölçüde yerine getirmeye çalışacağız. Ancak bütün bunlar tabi ki bizim açımızdan yeterli değil. Biz yasama faaliyetlerinde daha etkin, daha fazla, daha geniş bir zamanda görüşlerimizi ifade etmeyi, bu görüşlerin komisyonlarda değerlendirilmesini ve ona göre çözümlerin bulunmasını talep ediyoruz” dedi.

İstihdam paketi içerisinde yer alan ve çalışma hayatını yakından ilgilendiren maddeler konusunda açıklamalarda bulunan Arslan, “Özellikle kısa çalışma olmak üzere, Pandemi süresince gerçekleşen düzenlemeler konusunda Cumhurbaşkanımıza uzatma yetkisinin verilmesi olumlu bir gelişme. Kadınların, gençlerin, engelli istihdamında MYK belgeli istihdama verilen teşviklerin de uzatılmış olmasını olumlu buluyoruz. İşsizlik ödeneği alan işçilerin kısa zamanda yeni iş bularak çalışmaya başlamaları durumunda boşta geçen zamana ait sigorta primlerinin işsizlik ödeneğinden karşılanacak olmasını da en azından işsiz kalanların sosyal güvenlik sistemi ile bağlarının koparılmaması yönünden olumlu bir gelişmedir” ifadelerini kullandı.

“Emekçilerin Haklarının Ellerinden Alınması Söz Konusu”

Son günlerde 25 yaş altı ve 50 yaş üzeri çalışanları ilgilendiren düzenlemelere değinen Arslan, özellikle 25 yaş altı ve 50 yaş üstündeki çalışanlarımızın belirsiz süreli hizmet akitleri yerine belirli süreli hizmet akitlerinin yapılma yolunun açılmasını endişe ile karşıladıklarını söyledi. Arslan, “Belirsiz süreli sözleşmelerde başta kıdem tazminatı olmak üzere, işsizlik ödeneğinden yararlanma, yaşlılık, emeklilik aylığı ile ilgili düzenli ve tam prim ödeme imkanları olduğu için arkadaşlarımızın belirli süreli hizmet akitleri ile çalıştırılmaya başlanması, başta kıdem tazminatı hakları olmak üzere pek çok haklarının iş güvencesi, işe iade dahil ellerinden alınması gibi bir durum söz konusu” dedi.

Güvenceli Esnek Çalışma Modeli

Esnek çalışma modelleri konusunun hem pandemi sürecinde hem de dijitalleşmenin yaygınlaştığı dünyada tartışma konusu olacağını vurgulayan Arslan, “Esnek çalışma aynı zamanda bizim açımızdan güvenceli esnek çalışma modeliyle desteklenirse bir anlam ifade edecektir. Güvenceli esneklik kavramının içini dolduramazsak, sadece işverenlerin ve dijitalleşmenin dünyada geldiği noktada, neoliberal dalganın bütün alanlarını kuşattığı bir dönemde, eğer tek taraflı olarak bunlar yapılırsa, yeni kayıpların, telafisi mümkün olmayan yeni durumlarla karşı karşıya kalabiliriz” uyarısında bulundu.

“Henüz Geç Değil”

İstihdam Paketinin mecliste tartışılmaya başlandığını, ancak hiçbir şey için geç kalınmadığını söyleyen Arslan, “Henüz vakit geçmiş değil. İstihdam paketine Türkiye’nin Pandemi ile mücadelede ve istihdamın arttırılması konusunda ihtiyaç olabilir. Elbette Türkiye’nin tedbirler alması gerekir. Bunu asla küçümsemiyoruz. Ancak bunu yaparken sosyal diyalog mekanizmalarını işletmemiz gerekiyor. Çalışanların temsilcilerinin taleplerinin, işçilerin, emekçilerin taleplerinin dikkate alınacağı bir model gerçekleştirilmesini istiyoruz” diye konuştu.

HAK-İŞ’in sendikalarıyla birlikte salgın sürecinin en az hasarla atlatılması konusunda her türlü desteği verdiğini ifade eden Arslan, “Yasal düzenlemeler yapılırken de çalışanların görüşlerinin ve taleplerinin dikkate alınarak düzenleme yapılması bu tür mücadelelerde hem ülkemizin önünü açacak hem de çalışanların mağduriyetlerini en asgariye indirecektir” diye konuştu.

“İşçi İradesini Esas Alan Yaklaşımları Savunmaya Devam Edeceğiz”

696 sayılı KHK ile ilgili son gelişmelere de değinen Arslan, bazı bürokratların HAK-İŞ Konfederasyonu’nun bugüne kadar ortaya koyduğu talep, eleştiri ve itirazları yok sayarak, aceleci bir tutum içine girdiklerini söyledi.  Arslan, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da olması gereken adil, hakkaniyetli ve işçi iradesini esas alan yaklaşımları savunmaya devam edeceğiz. Bundan dolayı gelecek olan her türlü sıkıntı, sorun ve bedeli ödemeye de kararlıyız” dedi.

“1 Kasım’a Kadar Mücadele Edeceğiz”

2017 Aralık ayından itibaren iş kolu değişikliğiyle işçilerin rızaları dışında sendikalarından koparılmaları sorununu her platformda gündeme getirdiklerini, gelişmeleri her aşamada kamuoyuyla ve emekçilerle paylaştıklarını hatırlatan Arslan, sorunun çözümü için Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere, bakanlıklara ve TBMM bulunan bütün komisyonlara ayrıntılı bir rapor sunduklarını ifade etti. 

Arslan, işçilerin iradelerini yok sayan, bir kısım yasal düzenlemeleri gerekçe göstererek işçilerin yıllardır örgütlü olduğu sendikalardan kanun zoruyla başka sendikalara üye olmalarını sağlayan düzenlemeye karşı çıktıklarını ifade ederek, “İşçilerin özgür iradeleriyle bulundukları sendikalardan ancak kendileri istifa edip başka sendikalara üye olurlarsa buna saygı gösteririz. Ama iş kollarının otomatik olarak değiştirilerek işçilerin kendi iradelerinin dışında kanun zoruyla başka sendikalara üye yapılmış olmasını prensip olarak kabul etmiyoruz. 1 Kasım’a kadar da bu kararlılığımızı, ısrarımızı devam ettireceğiz. Mesele sendikalarımıza, üyelerimize yapılan müdahaledir, bizim itirazımız bunadır” şeklinde konuştu.

“Kamuoyunda Farklı Algı Oluşturuyorlar”

Son zamanlarda özellikle medya üzerinden HAK-İŞ'in talepleriyle ilgili kamuoyunda farklı algıların oluşturulduğuna dikkati çeken Arslan, “Asıl iş, yardımcı iş tartışması bitti. Kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarında çalışan işçilerin tamamı zaten kendi alanlarında asıl işte çalışmaktadır.

Bugün tartışılan konu, sendikalarımıza yapılan müdahaledir. Kararname ile sendikalarımızın üyelerine yapılan müdahaledir ve sendikalarımızın üyelerinin bir çırpıda iş kolları değiştirilerek sendikalarımızın içerisinin boşaltılması mücadelesidir. Bizim itirazımız bunadır. Bütün bunlara rağmen sonuna kadar bu itirazımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

1 Kasım tarihine kadar gerekli düzenlemelerin yapılmaması durumunda HAK-İŞ Konfederasyonu olarak mücadeleye devam edeceklerini hatırlatan Arslan, “Oturup ağlayacak, eyvah diyecek halimiz yok. Mücadeleyi o noktadan yeniden başlatacağız. 1 Kasım’a kadar taleplerimiz beklentilerimiz ve bizim arzu ettiğimiz düzenleme yapılmazsa mevcut durumla ilgili durumu gözden geçirerek mücadelemizi bıraktığımız yerden daha ileriye nasıl taşıyacağız bunun kavgasını vereceğiz” diye konuştu.

Arslan’dan Çalışma Bakanlığı’na Çağrı

1 Kasım öncesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na çağrıda bulunan Arslan “Kanun zoruyla üyelerimizin başka sendikalara üye olması konusundaki yaklaşımınızdan vazgeçin. Torba yasa bugün mecliste görüşülüyor, bu kararnameye bir ilave yapılarak bu konudaki bizim taleplerimiz dikkate alınmalı. Adil, hakkaniyetli, sendika özgürlüğüne zarar verilmeyecek bir düzenlemenin yapılmasını bekliyor ve istiyoruz. Bunun gerçekleşmemesi durumunda ortaya çıkacak sorunların ve sıkıntıların sorumlusu HAK-İŞ olmayacaktır. HAK-İŞ bütün bunlara rağmen mutlaka ya bir yol bulacak, ya bir yol açacak ve bu arkadaşlarımızın sendikalarımızdan koparılmaması için yeni bir mücadele başlatacaktır” diye konuştu.

HABERE AİT GÖRSELLER :

22 Ekim 2020 12:57, Haberler


© 2021 HAK-İŞ Konfederasyonu